28 Nisan 2015 Salı


 "Yok, yok" dedirten pazar
Cumartesi ve pazar günleri kurulan Cebeci Bit Pazarı binlerce ürüne ev sahipliği yapıyor. Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz pazarda ucuza alışveriş yapabiliyorsunuz. Cebeci Bit Pazarı’nda ikinci el ürünlerini satan Fevziye Karakelle ve Hekim Yalçın, geçimlerini sağlamak için bu işi yaptıklarını söylüyorlar.
Bülent KÜL
Haftasonları müşterilerini ağırlayan Cebeci Bit Pazarı, saat 06.00’da açılıyor. İyi ürünleri kapmak isteyen Cebeci Bit Pazarı’nın müdavimleri erken saatlerde pazara geliyorlar. Sabahın sessizliğini,
pazarlık yapan insan sesleri ve antika plaklarda çalan nostalji şarkılar alıyor. Aklınıza gelebilecek her ürünü bulabileceğiniz bu pazarda farklı hayat hikâyeleri ile de karşılaşabiliyorsunuz.
Dört çocuk sahibi olan Fevziye Karakelle, eşi vefat ettikten sonra evin geçimini sağlamak için pazarda ikinci el ürün satmaya başlıyor. Eşinden boşanmış iki kızına ve onların çocuklarına da bakan Karakelle, “Torunlarımdan biri sara hastası ona ve çocuklarıma bakmak zorundayım. Buradan kazandığım ile evi geçindirmeye çalışıyorum” diyor.
 “Sattıklarımıza göre kazancımız değişiyor”
Haftanın diğer günlerinde de plastik toplayan Karakelle, “Maddi durumumuz iyi olmadığı için bu işi yapıyorum. Komşular bardak, kap-kacak, elbise gibi kullanmadıklarını bize veriyorlar. Biz de ikinci el niyetine getirip pazarda satıyoruz. Sabah 05.30’da oğlumla pazara geliyoruz. Eşyaları tezgaha yerleştirene kadar saat 06.00 oluyor. Akşam 17.00’da eve dönüyoruz. Yer kirası olarak günlük 60 lira veriyoruz. 90 lira da eşyaları yükleyip getirmek için taksiciye veriyoruz. Sattıklarımıza göre de kazancımız değişiyor” şeklinde konuştu.
“Kâğıt toplarken bulduklarımı satıyorum”
15 senedir Cebeci Bit Pazarı’nda ikinci el ürün satan Hekim Yalçın dört çocuk babası. Hakkârili olan ancak yaşadığı maddi sıkıntılardan dolayı belli bir süre Adana’da çalışan Yalçın’ın son durağı Ankara oluyor. Geri dönüşümde kullanılmak için kâğıt toplayıcılığı yapan Yalçın, kâğıt toplarken bulduğu ikinci el eşyaları Cebeci Bit Pazarı’nda satıyor.  Ürünlerin niteliğine göre fiyatlarının değiştiğini belirten Yalçın, “Beş liradan 50 liraya kadar ürünlerim var. Gün oluyor zarar ediyoruz. Bazen de oluyor ki kar yapıyoruz” dedi. 
“Çocuklarımı okutmak istiyorum” diyen Yalçın, “Milyonlarca üniversite mezununun işsiz kalması beni tedirgin ediyor” dedi.



27 Nisan 2015 Pazartesi


Doğa ve insan dostu: ÇerÇöp Çorbacılar 
ÇerÇöp Çorbacılar, israf edilen ve insanların kullanmadığı malzemeleri toplayarak yaptıkları çorbayı Ankaralılara sunmaya devam ediyor. ÇerÇöp Çorbacılar'ın bir araya gelmesini sağlayan Hande Evsen, “Topladığımız malzemeleri geri dönüştürüp insana ve doğaya faydalı hale getiriyoruz” dedi.
Bülent KÜL

Ankara’daki mesire alanlarında, topladıkları malzemeler ile çorba hazırlayan ÇerÇöp Çorbacılar, doğa ve insan dostu bir topluluk. Kolektif bir çalışma sonunda hazırladıkları çorbayı herhangi bir talep beklemeden halka sunuyorlar.
Ankara Üniversitesi Kamu Hukuku yüksek lisans öğrencisi olan Evsen, ÇerÇöp Çorbacılar'ın oluşum sürecini şöyle anlattı:
“Bir arkadaşımız yüksek lisans yapmak için Almanya’ya gittiğinde böyle bir uyguluma ile karşılaşıyor. Daha sonra bunu Türkiye’de yapmaya karar verdik. Birkaç arkadaş daha bize destek oldu. Sosyal medya ile etkinliklerimizi duyurduk. İlk etkinliğimizi Afgan mülteciler ile yaptık. Daha sonra Kurtuluş Park’ı, Kuğulu Park gibi açık mesire alanlarında etkinliklerimiz oldu. ”

“Hem israfı önlüyor hem para harcamıyoruz”
Market, pazar, lokanta ve evlerdeki kullanılabilir durumda olan malzemeleri topladıklarını belirten Evsen, “Çöpe gidecek olan sebze, meyve, bakliyatlar, yağ, baharat, un ve tuz gibi yiyecekleri topluyoruz. Böylece hem israfı önlüyoruz hem de para harcamadan çorba yapıyoruz. Çorbayı ihtiyacı olanlarla paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.
“İlk günler tencere ve tüpümüz yoktu” diyen Evsen, “Yemek yapılan bir yerden tencere ödünç alarak çorbamızı ateş üzerinde pişirdik. Daha sonra arkadaşlar arasında para toplayarak büyük bir kazan ve tüp aldık” ifadelerini kullandı. Et ve süt gibi hayvansal ürünleri kullanmadıklarına belirten Evsen, doğaya ve canlılara zarar vermediklerini belirtti.
“Bıraktığımız sepet ile ihtiyaç sahiplerine yardımcı olduk”
Ankara Olgunlar Sokak'da “Ankara Yiyecek Paylaşımı” adı altında sepet bıraktıklarını kaydeden Evsen, “Bu sepet ile israfı önlemeye çalıştık. İhtiyacı olan insanların sepetten faydalanmalarını sağladık. Ancak daha önce böyle bir uygulama yapılmadığı için insanlar ürünleri almaya çekiniyorlardı. Sepetin başında durup ürünleri almaları konusunda açıklama yapıyorduk. Belediye ile ortak bir çalışma yürütülse daha olumlu sonuçlar alabiliriz” diye konuştu.
İnsanlardan olumlu tepkiler aldıklarını ifade eden Evsen, “Avrupa ülkelerinde bu uygulamanın örnekleri olduğu için Erasmus öğrencileri daha çok ilgi duyuyor. Tepki gösteren vatandaşlar da var. Bir keresinde bir market sahibinin  sert tepkisiyle karşı karşıya kaldım. Alıp değerlendirmek istediğim ürünleri vermek istemedi. ‘Sen onların fakir olduğunu nerden biliyorsun’ diyerek tepki gösterdi” dedi.

“İsrafa dur diyoruz”
ÇerÇöp Çorbacılar'ın etkinliklerine gönüllü  herkesin katılabileceğini anlatan Evsen, şunları kaydetti:
“ÇerÇöp Çorbacılar olarak israfa 'dur' demek istiyoruz. Çöpe gidecek yiyecekleri kurtarıyoruz. Kullanılır durumdaki ürünleri değerlendiriyoruz. Para harcamadan düzenlediğimiz etkinliklerde çok sayıda insana yetecek kadar çorba yapıyoruz. Burada vermek istediğimiz mesaj, her birey para harcamadan, doğaya ve canlılara zarar vermeden bir şeyleri dönüştürebilir, paylaşabilir.”