2 Mayıs 2015 Cumartesi

Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen Yunus ailesi: "Cesetler köpeklere yem oluyor" 

Suriye’deki savaşın yıkıntılarından kaçıp gelen mültecilerin sayısı giderek artıyor. İç savaştan kaçıp, Türkiye’ye sığınan savaş mağduru Yunus ailesi hayata Türkiye ile tutunmaya çalışıyor. Suriye’de sürekli savaş uçaklarının havalandığını ve bombaların patladığını kaydeden Cuma Yunus “Savaşta hayatını kaybeden sivil halkın cesetleri köpeklere yem oluyor” dedi.


Bülent KÜL

Suriye’deki savaş derinleştikçe evinden, yurdundan olan insan sayısı giderek artıyor. Ülkelerinden kaçan yüz binlerce Suriyeli, komşu devletlerde mülteci olarak yaşıyor. Suriye’den kaçıp Şanlıurfa Akçakale Sınırı’ndan geçen Yunus ailesi de savaşın mağdurlarından. Ankara Dikmen Vadisi’ne yerleşen ailenin 12 üyesi, zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Çöpten topladıkları kartonlar, tahta ve bez parçası gibi malzemelerle yaptıkları derme çatma bir barakada barınan ailenin, tek korkusu kışı nasıl geçirecekleri. Kimi günler aç kaldıklarını söyleyen Cuma Yunus, “Tek isteğim bana bir iş verilmesi ve çocuklarımın aç kalmaması” diyor.

Suriye’de evi bombalandığı için Türkiye’ye gelmek zorunda kaldığını belirten Yunus, “Savaştan önce çok güzel bir hayat yaşıyorduk. Mutlu bir ailemiz vardı. Tarımla geçiniyordum. Kendime ait tarım araçlarım vardı. Biçerdöver, traktör gibi. Biçerdöver ile tarlada çalışıp geçimimizi sağlıyorduk. Bize ait ev, araba, dükkân ve arsamız bulunuyordu” dedi.

Savaşta oğlunun kaybolduğunu, haber alamadıklarına dikkat çeken Yunus, sözlerini şöyle sürdürdü.

“Oğlum evliydi ve dört çocuğu vardı. Oğlum savaşta kayboldu. Kendisinden haber alamıyoruz. Eşi ise hayatını kaybetti. Biz ise onun cesedini köpeklere yem olmasın diye sakladık. Çünkü savaşta parçalanan cesetleri kimse defnetmediği için köpeklere yem oluyor. Torunlarım her gün ‘annemiz ve babamız ne zaman gelecek’ diye soruyorlar. Biz ise daha gelecekler diye oyalıyoruz. Ben beş kardeşimden haber alamıyorum. Sınırı geçtiler mi orada mı kaldılar hiçbir bilgim yok. Eşimin annesi, babası ve kardeşi evde oturmuş yemek yiyorlardı. Onlara gittim savaş uçaklarının havada uçtuğunu söyledim. Ancak beni dinlemeyip kaçmadılar. Üçü de eve yağan bombalar nedeniyle öldüler.”
Suriye’deki savaş nedeniyle bütün malvarlıklarını kaybettiklerini kaydeden Yunus, “Esad’ın attığı bombalar biriktirdiklerimizin hepsini elimizden aldı. Her şeyimiz talan oldu. Biz de canımızı kurtarmak için kaçmak zorunda kaldık. Şanlıurfa Akçakale Sınırı’ndan geçip Türkiye’ye giriş yaptık. Sınırda konuşulanlar üzerine Ankara Dikmen Vadisi’ne yerleşmeye karar verdik. Bir hafta oluyor biz Ankara’ya geleli” diye konuştu.

“Tek korkumuz kışı nasıl geçireceğimiz”

Çöpten topladıkları malzemelerle barınmak için bir baraka yaptıklarını dile getiren Yunus, sözlerine şöyle devam etti:

“Yaptığımız baraka sağlam olmadığı için geceleri çok üşüyoruz. Buraya daha önce yerleşen ve çadırlarda yaşayan aileler, bize yardımcı oldu. Bize birkaç tane battaniye verdi. Bunlarla idare etmeye çalışıyoruz. Çocukları battaniyeye sarıp uyutuyoruz. Eşim ve ben battaniye olmadığı için üstü açık yatıyoruz. İki gündür yağmur yağıyor ve içeri su sızıyor. Havalar soğudu üşüyoruz. Sobamız olmadığı için de yakıp ısınamıyoruz. Tek korkumuz kışı nasıl geçireceğimiz. İnsanlar bize ‘Ankara’ya gidin orada size yardım ederler’ dediler. Ancak herhangi bir yardım görmedik.”

“Bazı günler aç yatıyoruz” diyen Yunus, “ Buradaki çöplükten kâğıt ve plastik toplayıp, geri dönüşüme gönderiyoruz. Aldığımız para yetmiyor. Bazı günler aç kaldığımız oluyor. Devlet yetkililerden tek isteğim bana bir iş verilmesi. 12 kişi benim eve ekmek getirmemi bekliyor. Çocuklarımın ve torunlarımın ihtiyaçlarını karşılamam gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Suriye’ye dönmeyeceğiz”

Ankara’da kimseyi tanımıyoruz diyen Yunus sözlerine şunları ekledi:

“Eşim diş ağrısından duramıyordu. Sağlık güvencemiz olmadığı için onu doktora götüremedim. Yan barakada kalan komşumuz eşimi doktora götürdü. Gereken tedavi yapıldı. Hastane masraflarını ve ilaç parasını komşumuz karşıladı. Havalar soğudu ve üşüyoruz. Çocukları ısınmaları için komşuların barakalarına gönderiyoruz. Soğuktan hastalandılar, sürekli burunları akıyor. Suriye’den apar topar kaçtığımız için yanımıza kıyafet almaya bile vakit bulamadık. Çocuklar yalın ayak geziyor. Burada kimseyi tanımıyor ve Türkçe bilmiyoruz. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Başımızı sokacağımız bir ev ve temel ihtiyaçlarımızın karşılanması istiyoruz. Artık savaş bitse bile orada yaşayamayız. Suriye’ye dönmeyeceğiz”











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder